28 Aralık 2011 Çarşamba

gizli düşman, GDO & hormon lâneti,

Onlar ulus için çalışmıyor!..
Bakan Eker'in GDO ve İTHALAT Yorumlarına Hayvan Hakları Savunucularından Tepki
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in Veliefendi Hipodromu'nda basına yansıyan GDO’lu mısırın yemlerde kullanılmasına ilişkin “Zarar verirse hayvana verir" ve canlı hayvan ithalatı ile ilgili sözlerine hayvan hakları savunucularından tepki geldi.


Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği (HYHKD), Bakan Eker'in yorumuna ilişkin "Bakan bir taraftan çiftlik hayvanlarının refahı ile ilgili yönetmelik çıkarıyor, bir taraftan da hayvana gelecek zararın önemli olmadığını söylüyor. Bu bakış açısı, hayvana bir canlı olarak değil, her şekilde sömürülebilecek bir mal gözüyle bakıldığının göstergesidir" diyerek tepki gösterdi.


"MACARİSTAN GDO'YU DEFEDERKEN TÜRKİYE TEŞVİK EDİYOR"


Tüm dünyada Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) konusunda önlemler alındığına dikkat çeken HYHKD'den Burak Özgüner, göstermelik de olsa Türkiye'de de tedbirsel girişimlerin olduğunu belirterek "GDO, masum olarak tanımlanabilecek ya da sağlık açısından küçümsenebilecek bir mevzu değil. Geçtiğimiz ay, Macaristan hükûmeti, GDO'lu tohumların ekildiği tüm tarlaları ve ürünleri tespit ederek imha etti, GDO şirketlerinin mal varlığına el koydu. Durum ne kadar vahim ki Macaristan'da böyle bir önlem alınıyor. Türkiye'de de biyogüvenlik konusunda mevcut olan bir mevzuat ve yetkili olan Biyogüvenlik Kurulu var, ne derece işler, orası tartışılır." dedi ve Bakan Eker'i GDO yorumu nedeniyle Çernobil felaketinin ardından halka radyasyonlu çay içilmesinde sakınca olmadığını söyleyen dönemin bakanına benzetti. 

İTHAL HAYVANLAR DA GDO'LU YEMLERLE BESLENİYOR


Bakan Eker'in “İthalatın başladığı Nisan 2010’dan beri kıyma fiyatı yüzde 17 düştü” sözlerini de eleştiren Özgüner, "Kilometrelerce ötedeki ülkelerden, binbir eziyetle Türkiye'ye anguslar getirildi. Bu eziyet, gizli çekimlerle belgelendi. Bu görüntüleri görünce derneğimiz de dahil olmak üzere birçok kuruluş, Bakanlığı canlı hayvan ithalatına son vermeye çağırdı. Ancak Bakanlık yazılı bir açıklama yapma tenezzülünde bile bulunmadı. O getirilen hayvanlar da GDO'lu mısırlarla, küspelerle, kimyasal yemlerle besleniyor. Mısır, yüksek protein içerdiği için besi hayvanlarına yedirilen yemlerin başında geliyor. Endüstriyel yetiştiriciliğe tabii tutulan milyonlarca hayvanın yem ihtiyacını karşılayan mısırların çoğu GDO'lu. Et fiyatı düşş olabilir ancak başta hayvanlara hem ithalattaki nakliyede, hem de yetiştiricilik esnasında bu kadar eziyet çektirmek, ardından da sağlık bakımından kalitesi düşük eti halka yedirmek ne derece ahlâklı?" dedi.


"HAYVANLARA LAĞIM, KAN YEDİRİLİYOR. BAKTIĞIMIZ HAYVANLARDA KANSER PATLAMASI YAŞIYORUZ"

Açıklamalarına devam eden Özgüner, "Besi hayvanlarına kimyasal yemlerin yanında lağım ve kan gibi artıkların da yedirildiğini biliyoruz. İnsanlar ne yediğini dahi bilmiyor. Önlerine gelen etin, zulümle bulanmış olması bir yana, insanlar et görünümünde başka bir şey yiyor aslında. Tüm dünyada et tüketimi, etik ve sağlık nedenlerinden dolayı düşüyor. Türkiye, et sevdasından vazgeçmezse bu sağlıksız tüketim, insanların başına bela açmaya devam edecek. Etçil oldukları için etle beslemek zorunda olduğumuz hayvanlarda son yıllarda muazzam bir kanser vakası artışı var" diye konuştu.

"BAKANI SAMİMİYETE DAVET EDİYORUZ"

Özgüner, "Çiftliğinden mezbahasına hayvancılığın her sürecinde hayvanlar, sömürüye ve zulme maruz kalıyor ama şunu da sormak lazım: Türkiye'nin yerli ırk potansiyeli biterken Bakanlık neredeydi de şimdi okyanus ötesinden Türkiye'ye hayvanlara zulmederek ithalat gerçekleştiriliyor. Bakanı samimiyete davet ediyoruz" dedi ve "Hayvanlara eziyetin ve 'ucuz et' adı altında insanlara sunulan sağlıksız beslenmenin vebalini Bakan Eker ödeyebilecek mi?" diye sordu.

16 Aralık 2011 Cuma

Organik Tarım

Ekolojik (Organik, Biyolojik) Tarım
Ekolojik (Organik, Biyolojik) tarım yüksek girdi kullanımına dayalı endüstriyel tarımın insan sağlığı, ekonomi ve çevre açısından ortaya çıkardığı olumsuz sonuçların karşısında alternatif olarak ortaya çıkmış bir tarım sistemidir. Kaynakların en iyi şekilde kullanımına dayanarak yanlış uygulamalar sonucu bozulan doğal dengeyi korumayı amaçlayan ekolojik tarım sisteminde, sentetik kimyasal gübrelerin, ilaçların ve hormonların kullanımı yasaklanmıştır. Toprak verimliliği, hastalık ve zararlılardan korunmada uygun çeşit seçimi, ürün rotasyonu, bitki atıklarının değerlendirilmesi, yeşil gübreleme, organik atıkların kullanılması, hayvan gübresi ve biyolojik kontrol gibi yöntemler esas olarak belirlenmiştir.
Ekolojik tarım yüksek kaliteyi hedefleyen bir tarım sistemidir. Başlıca amacı toprak-bitki-hayvan ve insan arasındaki yaşam zincirinde üretim optimizasyonunu sağlıklı bir şekilde sağlayabilmektedir.
Ekolojik tarımla ilgili tüm ulusal ve uluslararası standartlar araziden rafa kadar ürünün izlediği tüm aşamaların kontrolünü ve sertifikasyonu zorunlu tutmaktadır. Sertifikasyonla, ekolojik ürün tüketerek hem sağlıklı yaşamayı hem de doğayı korumayı hedefleyen tüketicilere bir güvence verilmektedir. Ayrıca ekolojik üretim yapan üreticinin standartlara uygun üretimini belgelendirerek ispatlamasına ve ürününü hak ettiği değerde pazarlamasına imkan sağlamaktadır.

Organik Tarım Nedir?
Organik Tarım; üretimde kimyasal girdi kullanmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimidir. Organik tarımın amacı; toprak ve su kaynakları ile havayı kirletmeden, çevre, bitki, hayvan ve insan sağlığını korumaktır. Organik tarımın geçmişi 20.yüzyıla dayanmaktadır. Zira çevre bilinci ve ozon tabakasındaki incelme ve dünya geleceğinin tehlikeye girmesi gibi konular gündeme gelmiştir.
Önceleri çok çeşitli yöntemler ve teoriler geliştirilmiş, hatta bu yöntemlere astrolojik boyutlar katılarak ay ve yıldızların etkisini de üretime katan ekoller ortaya çıkmıştır. Tüm bu ekoller incelendiğinde görülen temel öğe; ekolojik dengenin korunarak, bitkisel ve hayvansal üretimin birlikte aile işletmeciliği şeklinde yapılması, dolayısıyla üretimden tüketime kısa devrelerin kurularak kendi kendine yeterliliğin sağlanmasıdır.
Bu özelliği nedeni ile 1. ve 2. Dünya savaşları arasında popüler olan organik tarım 1950 yılından sonra Amerika Birleşik Devletleri'nin Marshall yardımı ile önemini yitirmiş, sağlanan ekonomik katkılar ve aşırı desteklemeler sonucu entansif tarım süratle yayılmış, makineleşme, kimyasal ilaç ve gübreler ile kimyasal katkı maddeleri kullanılmaya başlanılmıştır. 60’lı yılların sonunda Avrupa Topluluğu'nun uyguladığı tarımsal destekleme politikaları, 1970 de pestisitlerin ve kimyasal gübrenin keşfi de bu gelişmeye katkıda bulunmuştur.
Ancak "Yeşil Devrim" olarak adlandırılan bu tarımsal üretim artışının dünyadaki açlık sorununa bir çözüm getirmediğini, aksine doğal dengeyi ve insan sağlığını süratle bozduğunu gören kişi ve gruplar bu konuda araştırmalara başlamışlardır. Bu araştırmaların sonucunda bilim çevreleri ve sivil toplum örgütlerinin baskısıyla 1979 yılından itibaren DDT grubu pestisitlerin kullanımı A.B.D.'den başlayarak tüm dünyada yasaklanmıştır. Bu durumda organik tarım tekrar gündeme gelmiş, 1980 yılından sonrada tüketicilerin baskısıyla aile işletmeciliği şeklinden çıkarak ticari bir boyut kazanmıştır. ABD'de 0-2 yaş grubu çocuk mamalarının imalinde organik ürünlerin kullanılmasını zorunlu tutan yasanın da bu ticari boyuta katkısını belirtmek gerekir.
Organik ürünler ticarete konu olunca beraberinde kontrol ve sertifikasyona ilişkin yasal düzenlemeler gündeme gelmiştir. Avrupa'da önceleri her ülke kendine göre bazı düzenlemeler yapmış, daha sonra 24 Haziran 1991 tarihinde Avrupa Topluluğu içinde organik tarım faaliyetlerini düzenleyen 2092/91 sayılı yönetmelik yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Ülkemizde organik tarım faaliyetleri 1986 yılında Avrupa'daki gelişmelerden farklı şekilde, ithalatçı firmaların istekleri doğrultusunda, ihracata yönelik olarak başlamıştır. Önceleri ithalatçı ülkelerin bu konudaki mevzuatına uygun olarak yapılan üretim ve ihracata, 1991 yılından sonra Avrupa Topluluğunun yukarıda adı geçen Yönetmeliği doğrultusunda devam edilmiştir. Daha sonra 2092/ 91 sayılı yönetmeliğin 14 Ocak 1992 tarihinde yayımlanan 94 /92 sayılı ekinde; Avrupa Topluluğuna organik ürün ihraç edecek ülkelerin uymak zorunda olduğu hususlar ayrıntıları ile belirtilmiş ve ülkelerin kendi mevzuatlarını uygulamaya koymaları ve bu mevzuatın da dahil olduğu çeşitli teknik ve idari konuları içeren bir dosya ile Avrupa Topluluğuna başvurmaları zorunluluğu getirilmiştir.
Avrupa Topluluğu'ndaki bu gelişmelere uyum sağlamak üzere Tarım ve Köyişleri Bakanlığı çeşitli kurum ve kuruluşların işbirliği ile Yönetmelik hazırlama çalışmalarına başlamış ve "Bitkisel ve Hayvansal Ürünlerin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine İlişkin Yönetmelik" 24.12. 1994 tarihli ve 22145 sayılı Resmi Gazete' de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu Yönetmeliğin bazı maddelerinde uygulamada rastlanılan aksaklıkları gidermek ve organik tarım faaliyetleri sırasında yapılacak kusur ve hatalara karşı uygulanacak yaptırımların da yönetmelikte yer alması için, 29.06.1995 tarihli ve 22328 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik ile değişiklik yapılmıştır. Daha sonra 11.07.2002 tarihli ve 24812 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” yürürlüğe girmiştir. Organik ürünlerin üretimi, tüketimi ve denetlenmesine dair kanun tasarısı Hükümetin acil eylem planı içerisinde yer almış ve 5262 sayılı “Organik Tarım Kanunu” 03.12.2004 tarihli ve 25659 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bu Kanuna gereğince hazırlanan “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” 10.06. 2005 tarihli ve 25841 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Organik Tarım Kanun ve Yönetmelik esaslarına göre üretilen bitkisel ve hayvansal tüm ürünler organik olarak değerlendirilir ve Yönetmelikte ayrıntıları verilen etiket ve özel organik tarım logosu ile pazarlanır.
"Avrupa Topluluğuna Organik Ürün İhraç Eden 3.Ülkeler" listesinde yer almak üzere de gerekli bilgileri içeren bir "Teknik Dosya" hazırlanarak öngörülen süre içinde Dışişleri Bakanlığı kanalıyla resmi başvuru yapılmıştır
.
Organik Tarım

1 Aralık 2011 Perşembe

Toprak Koruma Projesi,



Posted: 15 Apr 2010 06:37 AM PDT
Toprak Koruma Projelerini yasal dayanağı 2005 yılında çıkartılan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'na dayanmaktadır.
19.07.2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5403 sayılı "Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu" toprağın bulunduğu yerde, doğal fonksiyonlarını sürdürebilmesinin sağlanması amacıyla bir kısım düzenlemeler getirmiştir. Zorunlu olarak kazı veya dolgu gerektiren herhangi bir arazi kullanım faaliyeti sonucu toprak kayıpları ve arazi bozulmaları söz konusu ise araziyi kullananlar tarafından toprak koruma projeleri hazırlanması veya hazırlatılması gerekmektedir.

Dr. Muzaffer Bumin & Aşkın Sürmeli, radyo programı

10 Ekim 2011 Pazartesi

GDO'LU MISIR'A HAYIR!......

Resmi göremiyorsanız buraya tıklayın.
Greenpeace Akdeniz Son 48 Saat
10 Kasım 2011
Sağlığın için son 48 saat
spacer
Sevgili Yase Min,

48 saat içinde Türkiye'de GDO'lu* mısır kullanmak yasal olabilir. Bunu engellemek için hemen şimdi harekete geçmemiz gerekiyor.

Ben de katılıyorum!

Tehlike yanı başımızda! Nasıl mı? Bir süre önce Biyogüvenlik Kurulu, genetiği değiştirilmiş 10 mısır çeşidinin ithal edilmesiyle ilgili risk raporlarını sitesinde yayınladı. 12 Ekim saat 17ʼye kadar kamuoyundan yeterli sayıda karşıt görüş gelmezse, GDOʼlu ürünler artık yasal hale gelebilir.

Dünyamız laboratuvar değil! GDO'lu ürünler, insanlar, hayvanlar ve doğa üzerinde yapılan tehlikeli bir deney. Hem kendimizin ve hem de gelecek nesillerin üzerinde bu deneyin yapılmasına izin vermemeliyiz!

Şimdi sen de bu karar geçerlilik kazanmadan internet eylemine katıl! E-posta adresine göndereceğimiz iletide yorumlarını yazabileceğin 20 raporun linklerini sana göndereceğiz.

Unutma; son 48 saatin içindeyiz! GDO tehlikesini şimdi paylaş, sevdiklerini uyar!

Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş

Sevgiler

Burcu Özacar
Online Kampanyalar Sorumlusu

Not 1: Tarım ve GDO ile ilişkili konular Greenpeace'in dünyadaki çalışma alanlarından biri. Türkiye'de konuyla ilgili aktif bir kampanyamız yok. Ancak bu çok tehlikeli gelişmeye karşı, konuyla ilgili çalışan Ziraat Mühendisleri Odası'na (ZMO) tam destek veriyoruz.

Not 2: Greenpeace sadece bireysel desteklerle kampanya yürütüyor. 2012 yılında GDO konusunda çalışmamızı istiyorsan maddi desteklerini buraya tıklayarak bize gönderebilirsin.

* Kendi türünden ya da kendi türü dışındaki bir canlıdan gen aktarılarak bazı özellikleri değiştirilen bitki, hayvan ya da mikroorganizmalara "genetiği değiştirilmiş organizma" (GDO) deniyor.

spacer
© GREENPEACE
Listeden çıkmak isterseniz buraya tıklamanız yeterli.
bilgi.tr@greenpeace.org Tel: (212) 292 76 19

22 Ağustos 2011 Pazartesi

STD SÜRDÜRÜLEBİLİR VE EKOLOJİK TARIM DERNEĞİ TÜZÜĞÜ

STD
SÜRDÜRÜLEBİLİR VE EKOLOJİK TARIM  DERNEĞİ TÜZÜĞÜ
Madde 1- Derneğin Adı ve Merkezi
Derneğin adı, “Sürdürülebilir  ve Ekolojik Tarım Derneği”  dir.
Derneğin Merkezi, Ankara’dadır. Başka şubesi yoktur.
Madde 2- Derneğin Amacı ve Çalışma Konuları
a-           Türkiye’de sürdürülebilir tarım ve hayvancılık ve üretim tekniklerini yaymak, yaygınlaştırmak ve kalkınmaya katkı sağlamak,
b-          Tarımsal üretim sürecinde çevreyi korumak ve ekolojik (organik tarımı) Türkiye’de yaygınlaştırmak, İTU (İyi Tarım Uygulamaları) nı, hayata geçirmek,  Gıda Güvenliği konularında çalışmak, HACCP, ISO 22000 ve ISO 9001 Kalite yönetim Sistemi konularında danışmanlık ve eğitim çalışmalarında bulunmak, bu konularda belgelendirme çalışmaları yapmak, sertifika vermek ve sürdürülebilirliği sağlamak, bu konularda ilgili lâboratuarlar, atölyeler ve tesisler kurmak ve kurdurmak. Sertifikalı tohum, fide ve fidan, organik gübre ve biyolojik mücadele ürünlerinin imal, üretim, ithal ve dağıtımını yapmak.
c-           AB uyum sürecinde ITU (İyi Tarım Uygulamaları); Tarımsal mekanizasyon, modernizasyon ve Tarım Teknikleri alanında teşvik, eğitim ve uygulama/danışmanlık hizmetlerini yerine getirmek ve gerekli teşebbüsleri yapmak.
d-          Küçük çiftçi, üretici ve tüketicilerin ortak problemleri için rasyonel çözümler üretmek, uygulamak ve uygulatmak. 5253 Sayılı Kanununda tanımlanan ve 5072 Sayılı Kanunla öngörülen kurum ve kuruluşlardan gerektiğinde yardım almak, iştirak ve işbirliğinde bulunmak, ortak projeler oluşturmak; Ayrıca,  Vakıf, Kooperatif, ortaklık, üretim ve pazarlama organizasyonları, sosyal amaçlı ürün temin, tanıtım ve dağıtım kulüpleri, marketler kurulmasını sağlamak. Kurulu olanlara katılmak, gerektiğinde teşebbüs halindeki benzer kuruluşlarda “kurucu” sıfatıyla yer almak. 
e-           Tarımsal üretim, hasat, toplama, nakil-taşıma, depolama, muhafaza, ambalajlama ve değerlendirme sürecinde gerekli hizmetlerin yerine getirilmesini temin etmek ve/veya teşebbüslerde bulunmak,
f-            Kamu kurum ve kuruluşlarınca, Uluslararası Resmi Kurum ve Kuruluşlarla hükümet dışı organizasyonların Tarımsal uygulamalara ve çevre korunmasına ilişkin Kredi Teşvik ve Fon’ların destekleme programları çerçevesinde, üyelerin ve Türk çiftçilerinin menfaatlerini kollayıcı şartları yaratmak, yaymak, Federasyon ve Üst birlik gibi ulusal ve uluslar arası üst ve eş tarım kuruluşları ve organizasyonlara üye olmak ve katılmak.
g-           Sivil toplum kuruluşu olarak tarımsal alanda kurulu Ulusal ve Uluslar arası üst Federasyon gibi organizasyonlara katılmak. Kurulu değilse, kurucu sıfatıyla teşebbüslerde bulunmak.
h-           Üyelerle ilgili uğraşlar hakkında ortak görüşleri oluşturabilmek ve iletişim yolları bulmak. Süreli veya süresiz yayınlar yapmak.
i-             Üyelerinin yiyecek, giyecek gibi zaruri ihtiyaç maddelerini ve diğer mal ve hizmetlerle kısa vadeli kredi ihtiyaçlarını karşılamak için ‘yardımlaşma ve dayanışma amaçlı’ sandık kurmak. Lokal açmak.
j-            Üyelerin işletmeleri için muhasebe kayıt program ve metotları geliştirmek, üyeler arasında bilgi alışverişinde bulunmak,
k-          Dernek, büro, atölye ve laboratuvarlarda çalışan yönetici, büro personeli ve diğer hizmet görevlilerinin eğitimlerini yapmak ve/veya yaptırmak, bunlardan en verimli şekilde istifade etmenin yollarını araştırmak,
l-             Dernek hizmetlerini sürekli geliştirmek, üyeler ile tarım sektörüne faydalı çalışmalar yapmak, Sözleşmeli tarım ürünleri yetiştirmek, üreticileri teşvik ve organize etmek. Bu amaçla teşkil edilecek şirket ve kooperatiflerin kurulmasını desteklemek, teşvik etmek, yardımcı olmak. Bu tür kurum, kuruluş ve organizasyonlara öncülük ve önderlik yapmak.
m-         Dernek üyeleri arasında dayanışmayı artırmak ve yeni üyeler kazanmak, hizmetlerini tanıtmak, yaymak amacı ile yemek, gezi, fuar, çay, balo, seminer, panel, konferans gibi toplantılar ve etkinlikler düzenlemek, dernek amaçlarına uygun ulusal ve uluslararası etkinliklere katılmak,
n-           Dernek amacına uygun faaliyetleri yürütebilmek için ihtiyaç duyulan taşıt, araç, gereç, eşya, ekipman ve donanımı sağlamak. Bunların temin ve tedariki konusunda ulusal ve uluslar arası özel ve resmi fon, kurum ve kuruluşlar ile yardımlaşma ve dayanışma içinde olmak. 
o-          Türkiye’de organik Tarım ve İTU Tekniği uygulamaları ile üretilmesi planlanan ürünlere AB ve uluslararası standarda uygun sertifika verilmesini sağlamak, bunun için gerekli izni almak ve uygulamak,
p-          Organik tarım ve İTU Yönetmeliğine uygun tesis, laboratuvar kurmak ve işletmek,
q-          Üreticilere ve Dernek üyesi çiftçilere Organik Tarım (OT)  ve İyi Tarım Uygulamaları (İTU)  tekniklerini öğretmek amacı ile kurslar düzenlemek, ders vermek, derslikler kurmak. Okul çağındaki çocuklarının eğitimlerinin geliştirilmesi ve yetiştirilmesi amacı ile kurslar düzenlemek, ders vermek ve derslikler kurmak,
r-            Tarımsal ürün sigortalarını yapmak/yaptırmak, yaymak ve sigortacılığı geliştirmek için çalışmalarda bulunmak.
s-           Tarımsal Konularda araştırma ve geliştirme (AR-GE) çalışmaları yapmak, yaptırmak, ihtisas komisyonları kurmak,
t-            Dernek merkezi haricinde yurt içinde veya yurt dışında temsilcilikler açmak.
u-           Dernek amaç ve faaliyetleri doğrultusunda plâtformlar oluşturmak veya kurulu plâtformlara katılmak.
Madde 3- Kurucular
Derneğin ilk kurucularının hepsi TC uyruklu aşağıda kimlikleri yazılı kişilerdir:

Madde 4- Üyelik Şartları

Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip, 18 yaşını bitirmiş olanlar derneğe üyelik için başvurulabilir. Üye sayısı sınırlı değildir. Fakat hiçbir şekilde dernekler kanununda öngörülen organların teşekkülünü engelleyecek sayının altına düşülemez.
Üyelik için başvuru yazılı olup, dernekçe hazırlanmış “Üye Giriş Bildirisi” ni doldurmak ve imzalamak yeterlidir.
Yönetim Kurulu üyelik için yapılan başvuruları en çok 30 gün içinde kabul veya isteğin reddi şeklinde karara bağlayıp sonucu başvuru sahibine yazılı olarak duyurmak zorundadır.
Dernekler Kanununda gösterilen kamu hizmeti görevlilerinin üyeliğe kabulü için ilgili merciden izin alma şartı aranır.
Üyelerden derneğe yardım amacıyla ve bir defaya mahsus olmak üzere en az 50.YTL“ilk giriş aidatı” olarak alınır.
Kayıt ücretinin ödenmesi ve yönetim kurulunun tasdiki ile üye kayıt ve kabul işlemi tamamlanır.
Derneğin gelişmesine katkıda bulunanlar ile kurucu yönetim kurulu üyeliği yapanlara dernekçe düzenlenmiş “Onur Üyeliği” belgesi verilir ve bu kimseler fahri üye olarak kaydedilir.
Ayrıca derneğe hizmeti geçenlere Yönetim Kurulu tarafından “Fahri Üyelik” payesi verilebilir.
Fahri üyeler Genel Kurul toplantılarına katılırlar, ancak organlara seçilme oy kullanma hakları yoktur.
Fahri üyeler ve Onur Belgesi alanlar için ayrı defter tutulur.
Üyeler dernek yönetmeliğine ve yönetim kurulu kararına uymak zorundadır.

Madde 5- Üyelerin Hakları

Hiç kimse derneğe üye olmaya veya dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Her üye istifa hakkına sahiptir. Üyeler, önceden ödediği meblağlardan herhangi birinin geri ödenmesi talebinde bulunmaksızın, her an üyelikten ayrılabilir. İstifa yazılı dilekçe ile yapılır. Her üye bir oy hakkına sahiptir. Üye oyunu bizzat kullanmak zorundadır.

Madde 6- Üyeliğin Sona Ermesi

Üyelik aşağıdaki sebeplerle sona erer:
a)Ölüm ve istifa sebebiyle,
b)      Dernek tüzel kişiliğinin sona ermesiyle,
c)Yönetmelik, dernek düzeni ve diğer kurallardan herhangi birine riayetsizlik
nedeniyle.
Madde 7- Üyelerin Mali Sorumluluğu
Üyeler, dernek hizmetlerinin yürütülmesinden doğan borçlardan müteselsilen sorumlu değildir.

Madde 8- Üyelerin Sorumluluğu

Dernek malzeme ve makinelerinin arızalanması veya zarar görmesinde ispatlanabilir suç unsuru varsa veya dikkatsizlik söz konusu ise, bundan  ilgili üye sorumludur.

Madde 9- Dernekten Çıkarılma

Genel Kurul ve Yönetim Kurulu kararına uymayanlar, dernekten yetki almaksızın derneği sorumluluk ve yükümlülük altına sokanlar, temyiz kudretini kaybedenler, Yönetim Kurulu kararı ile dernekten çıkarılırlar.
Yüklendiği aidatı vaat ettiği süre içinde ve haklı bir neden olmaksızın üç ay üst üste ödemeyen üyeye, önce yazılı bir “Hatırlatma” yapılır. Yazıya rağmen verilen süre içinde birikmiş aidatını vermeyen üyenin üyeliğine Yönetim Kurulu kararı ile son verilir ve kayıtları silinir.
Dernekten çıkanlar veya çıkarılanlar, dernek malları üzerinde hiçbir hak iddia edemezler.

Madde 10- Derneğin Organları

Derneğin organları şunlardır:
a)      Genel Kurul,
b)      Yönetim Kurulu,
c)      Denetim Kurulu,
d)      Disiplin Kurulu.

Madde 11- Genel Kurulun Teşkili, Görev ve Yetkileri

Genel Kurul, dernek asil üyelerinden teşekkül eden en yetkili kuruldur. Dernek organlarının seçimi, Yönetim ve Denetleme Kurullarının raporlarının görüşülmesi, Yönetim ve Denetleme Kurullarının ibrası, Yönetim Kurulunca hazırlanan bütçenin aynen veya değiştirilerek kabul edilmesi, gelir ve aidatların tespiti, dernek tüzüğünün değiştirilmesi, derneğin feshi, dernek için gerekli taşınmaz malların alım-satım, devir-temlik ferağ ve ibrası hususunda Yönetim Kuruluna yetki verilmesi görev ve yetkisi Genel Kurula aittir. Genel Kurulda kararlar katılan üyelerin yarıdan bir fazlasının oyu ile alınır.

Madde 12. Genel Kurul Toplantıları ve Çağrı Usulü

a)      Genel Kurul Toplantıları:
Dernek Genel Kurulu olağan olarak üç (3) yılda bir toplanır. Genel Kurul toplantısı Mart ayı içerisinde yapılır. Ancak Yönetim ve Denetim Kurullarının gerekli gördüğü hallerde veya derneğe kayıtlı üyelerden 1/5’nin yazılı isteği üzerine olağanüstü olarak da 30 gün içinde toplanır. Olağan Genel Kurul toplantılarının en geç üç yılda bir toplanması zorunludur. Genel Kurul Toplantıya Yönetim Kurulunca çağırılır.
b) Çağrı Usulü:
Yönetim Kurulu, Dernek Tüzüğüne göre Genel Kurula katılma hakkı olan üyelerin listesini düzenler. Genel Kurula katılacak üyeler en az 15 gün önceden günü, saati, yeri ve gündemi belirtilmek suretiyle toplantıya çağrılır. Bu çağrıda çoğunluk sağlanmaması sebebiyle toplantı yapılmazsa, 2’nci toplantının hangi gün saat ve yerde yapılacağı da belirtilir. İlk toplantı günü ile 2’nci toplantı arasında bırakılacak zaman 7 günden az, 60 günden fazla olamaz olamaz.
Toplantı başka bir sebeple geri bırakılırsa, bu durum geri bırakılma nedenleri de belirtilmek suretiyle, ilk toplantı için yapılan çağrı usulüne uygun olarak üyelere duyurulur. 2. toplantının, geri bırakılma tarihinden itibaren en geç (6) ay içinde yapılması zorunludur. Üyeler 2. toplantıya, 1. çağrıda belirtilen esaslara göre yeniden davet olunur. Genel Kurul toplantısı bir defadan fazla geri bırakılamaz.
Madde 13- Gündem
Genel Kurulda yalnız gündemde yer alan maddeler müzakere edilir. Ancak toplantıda hazır bulunan üyelerin en az onda biri tarafından görüşülmesi istenen konuların gündeme alınması zorunludur.

Madde 14- Toplantı Yeter Sayısı

Genel Kurul, dernek tüzüğüne göre Genel Kurula katılma hakkı bulunan üyelerin yarısından bir fazlasının katılımıyla toplanır. İlk toplantıda yeter sayı sağlanamazsa, ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak bu ikinci toplantıya katılan üye sayısı Dernek Yönetim ve Denetim Kurulları üye tam sayısı toplamının iki katından az olamaz.

Madde 15- Kongre Divanı

Genel Kurula katılacak üyeler Yönetim Kurulunca düzenlenen listedeki adları hizasını imza ederek toplantı yerine girerler. Kongre, Dernek Başkanı tarafından açılır. Toplantı yeter sayısının tespiti için yoklama yapılır. Yeter sayısının bulunduğunun anlaşılması üzerine üyeler arasından bir başkan, bir başkan yardımcısı ve iki katip seçilerek Kongre Divanı teşkil edilir. Toplantının yönetimi Kongre Başkanına aittir. Katipler toplantı tutanağı düzenler ve başkanla birlikte imzalarlar. Toplantı sonunda bütün tutanak ve belgeler Yönetim Kuruluna teslim edilir.

Madde 16- Organlara Seçilenlerin İdareye Bildirilmesi

Genel Kurulca yapılan seçimi izleyen otuz gün içinde: Yönetim ve Denetleme Kurulları ile derneğin diğer organlarına seçilen asil ve yedek üyelerin Ad ve Soyadları, Baba Adı, Doğum Yeri ve Tarihleri, Meslekleri ve İkâmetgah Adresleri bir yazı ile Valiliğe bildirilir.

Madde 17- Yönetim Kurulu Teşkili ve Görevleri

a) Teşkili:
Yönetim Kurulu, 7 asil ve 5 yedek üyeden oluşur. Seçimler gizli oyla yapılır. Derneği temsil yetkisi, Yönetim Kuruluna aittir. Ancak kendi üyelerinden bir veya bir kaçına bu yetkiyi devredebilir.
Yönetim Kurulu, ilk toplantısında kendi arasında görev bölümü yaparak bir Başkan, bir Başkan Yardımcısı, bir Sekreter ve bir Sayman seçer. Olağan toplantılar ayda bir yapılmak zorundadır.
b) Görevleri:
1) Bir önceki yılsonu itibarıyla, gelir ve gider işlemlerinin sonuçlarını, yönetmeliğe uygun olarak düzenlenecek bir beyanname ile her yıl Nisan ayı sonuna kadar Mülki İdare Amirliği’ne bildirmek,
2) Derneğin amaç ve faaliyetlerinin Tüzük, Kanun ve ilgili mevzuat dâhilinde yürütülmesini ve gerçekleşmesini sağlamak,
3) Genel Kurullarda kabul edilerek onaylanan “Tahmini Bütçe” ile “Çalışma Programı” esas ve usulleri çerçevesinde; Yıllar itibarıyla aidatları tespit etmek, tahmini bütçe fasılları arasında aktarmalar yapmak, günün koşullarına uygun olarak çalışma programı üzerinde gerekli ek ve değişiklikleri yapmak,
4) İş bu Tüzüğün 2. maddesinde öngörülen ve diğer maddelerinde atıf ve ilzam olunan kanundan kaynaklanan görevlerini yerine getirmek; Dernek adına Yasa, Tüzük, Yönetmelik ve yürürlükteki Mevzuattan kaynaklanan bilumum hak ve yetkileri kullanmak.    
Madde 18- Denetleme Kurulu ve İç denetim
a)         Denetleme Kurulu, Genel Kurul tarafından seçilerek üç asil ve üç yedek üyeden oluşur. Derneğin hesapları Denetleme Kurulu tarafından yılda en az bir defa denetlenerek sonuç bir rapor halinde; Yönetim Kurulu ve Genel Kurula sunulur.
b)         Dernekte genel kurul, yönetim kurulu veya denetim kurulu tarafından iç denetim yapılabileceği gibi, bağımsız denetim kuruluşlarına da denetim yaptırılabilir. Genel kurul, yönetim kurulu veya bağımsız denetim kuruluşlarınca denetim yapılmış olması, denetim kurulunun yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.

Madde 19- Disiplin Kurulu

Genel Kurul'ca üç asil, üç yedek üyeden teşekkül etmek üzere disiplin kurulu seçilir. Disiplin Kurulu, Yönetim Kurulu'nca kendisinden incelenmesi istenen üyenin/üyelerin tutum ve davranışlarıyla ilgili hususları görüşür ve alacağı kararları gerekçesi ile birlikte, Yönetim Kurulu'na gönderir. Karar salt çoğunlukla alınır.

Madde 20- Derneğin Gelirleri

Derneğin gelirleri şunlardır:
a)      Üyelerden alınacak ilk giriş ödentisi 50 YTL ile yıllık 60 (aylık 5) YTL olmak üzere sağlanan  giriş ve aidat gelirleri, Üye aidatları Genel Kurulca belirlenir. Genel Kurul bu yetkiyi Yönetim Kuruluna devredebilir.
b)      Kendi isteğiyle derneğe başvurarak yapılan bağış ve yardımlar,
c)      Uluslar arası resmi ve özel kuruluş ve kişilerden sağlanacak yardım ve bağışlar,
d)      Balo, yemek, çay, gezi, fuar, konser, eğitim, proje ve danışmanlık  faaliyetlerden sağlanan gelirler,
e)      Dernek makine parkının kullanılmasından elde edilen gelirler,
f)        Fuar, sempozyum, seminer vb. toplantılardan elde edilen gelirler,
g)      Benzer amaçlı Dernekler, kurumlar ve meslek kuruluşlarından elde edilecek gelirler.
h)      Dernek Genel Kurul’dan yetki alarak Tüzüğünde yazılı amaç ve faaliyetleri için borçlanabilir. Bu borçlanma derneğin o yılki tahmini bütçesinin miktarından fazla olamaz. fazla olamaz.
i)        Diğer Gelirler.

Madde 21- Derneğin Giderleri

Dernek aşağıdaki hizmetler için para harcar:
a)      Dernek çalışanlarının maaş ve diğer yasal giderleri.
b)      Yatırımın ve üretim finansmanları,
c)      Eğitim-Öğretim-Yönetim ve diğer etkinlik harcamaları,
d)      Harcırah ve yolluklar,
e)      Diğer zorunlu ve yasal giderler.
f)        Üye sayısının 100’ü aşması halinde Dernek yönetim ve denetim kurullarının kamu görevlisi olmayan başkan ve üyelerine ödenecek ücret. (Kanun Madde: 13)
Madde 22- Tutulması mecburi defterler:
Dernek, Kanun ve yönetmeliklerde belirtilen defterleri tutmakla yükümlüdür. Bu defterlerin Noterden veya İl Dernekler Biriminden tasdikli olması gerekir. Yönetim Kurulu bu defterlerin usulüne uygun olarak tutulmasından sorumludur.

Madde 23- Gelirde ve Giderde Usul

Dernek gelirleri, Yönetim Kurulu kararı ile bastırılan Alındı Belgeleri ile ve Yönetim Kurulunca yetkili ve görevli kılınan ve adlarına yetki belgesi düzenlenen kişilerce toplanır. Bu defterler ve belgelerin 5 yıl süreyle saklanması mecburidir. Derneğin bankadaki hesabından para çekmeye yetkili en az iki imzanın birlikte bulunması şarttır. Dernek, kasasında memur maaş katsayısının bin rakamı ile çarpımı sonucu çıkacak miktar kadar para bulundurabilir.

Madde 24- Tüzük Değişikliği

Tüzük değişikliğine karar verme yetkisi Genel Kurulundur. Tüzük değişikliği ancak gündemde yer almışsa veya hazır bulunan üyelerden onda birinin yazılı isteği üzerine Genel Kurulda görüşülebilir. Tüzük değişikliğine karar verme yeter sayısı, hazır bulunan üyelerin 2/3  çoğunluğudur.
Tüzük değişikliğinin tescili, dernek kuruluşundaki usule uygun olarak yapılır.

Madde 25- Derneğin Feshi

Dernek Genel Kurulu her zaman derneğin feshine karar verebilir. Genel Kurulun derneğin feshine karar verebilmesi için, Tüzüğe göre Genel Kurula katılma hakkına sahip bulunan dernek üyelerinin en az üçte ikisinin toplantıda hazır bulunması şarttır. İlk toplantıda bu çoğunluğun sağlanamaması halinde üyeler ikinci toplantıya çağrılır. İkinci toplantıya katılan üye sayısı Yönetim ve Denetim kurulu toplamını teşkil eden üye sayısının iki katından az olamaz. Feshe ilişkin kararın toplantıda hazır bulunan üyelerin üçte iki çoğunluğu ile verilmesi zorunludur. Derneğin feshi Yönetim Kurulu tarafından 5 gün içinde mahallin en büyük mülki amirliğine yazı ile bildirilir.
Madde 26- Derneğin  Feshi ve  Mal Varlığının  Tasfiye   Şekli :
         Genel kurul, her zaman derneğin feshine karar verebilir.
Genel kurulda fesih konusunun görüşülebilmesi için genel kurula katılma hakkı bulunan üyelerin 2/3 çoğunluğu aranır. Çoğunluğun sağlanamaması sebebiyle toplantının ertelenmesi durumunda ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak, bu toplantıya katılan üye sayısı, yönetim ve denetim kurulları üye tam sayısının iki katından az olamaz.
Fesih kararının alınabilmesi için gerekli olan karar çoğunluğu toplantıya katılan ve oy kullanma hakkı bulunan üyelerin oylarının 2/3’ü’dür. Genel kurulda  fesih kararı oylaması açık olarak yapılır.
Tasfiye İşlemleri
Genel kurulca fesih kararı verildiğinde, derneğin para, mal ve haklarının tasfiyesi son yönetim kurulu üyelerinden oluşan tasfiye kurulunca yapılır. Bu işlemlere, feshe ilişkin genel kurul kararının alındığı veya kendiliğinden sona erme halinin kesinleştiği tarihten itibaren başlanır. Tasfiye süresi içinde bütün işlemlerde dernek adında “Tasfiye Halinde Sürdürülebilir ve Ekolojik Tarım Derneği” ibaresi kullanılır.
Tasfiye kurulu, mevzuata uygun olarak derneğin para, mal ve haklarının tasfiyesi işlemlerini baştan sonuna kadar tamamlamakla görevli ve yetkilidir. Bu kurul, önce derneğin hesaplarını inceler. İnceleme esnasında derneğe ait defterler, alındı belgeleri, harcama belgeleri, tapu ve banka kayıtları ile diğer belgelerinin tespiti yapılarak varlık ve yükümlülükleri bir tutanağa bağlanır. Tasfiye işlemeleri sırasında derneğin alacaklılarına çağrıda bulunulur ve varsa malları paraya çevrilerek alacaklılara ödenir. Derneğin alacaklı olması durumunda alacaklar tahsil edilir. Alacakların tahsil edilmesi ve borçların ödenmesinden sonra kalan tüm  para,  mal ve hakları, genel kurulda belirlenen yere devredilir. Genel kurulda, devredilecek yer belirlenmemişse derneğin bulunduğu ildeki amacına en yakın ve fesih edildiği tarihte en fazla üyeye sahip derneğe devredilir.
Tasfiyeye ilişkin tüm işlemler tasfiye tutanağında gösterilir ve tasfiye işlemleri, mülki idare amirliklerince haklı bir nedene dayanılarak verilen ek süreler hariç üç ay içinde tamamlanır.
Derneğin para, mal ve haklarının tasfiye ve intikal işlemlerinin tamamlanmasını müteakip tasfiye kurulu tarafından durumun yedi gün içinde bir yazı ile dernek merkezinin bulunduğu yerin mülki idare amirliğine bildirilmesi ve bu yazıya tasfiye tutanağının da eklenmesi zorunludur.
Derneğin defter ve belgelerini tasfiye kurulu sıfatıyla son yönetim kurulu üyeleri saklamakla görevlidir. Bu görev, bir yönetim kurulu üyesine de verilebilir. Bu defter ve belgelerin saklanma süresi beş yıldır.
Hüküm Eksikliği
         Madde 27-Bu tüzükte belirtilmemiş hususlarda  Dernekler Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve bu Kanunlara atfen çıkartılmış olan Dernekler Yönetmeliği ve ilgili diğer mevzuatın dernekler hakkındaki hükümleri uygulanır.

11 Ağustos 2011 Perşembe

toprak ve çoraklık..........

Sık İşlenen Toprak 
Zenginleşmez, Çoraklaşır
Sürdürülebilir Tarım Derneği Başkanı, Ziraat Yüksek Mühendisi Sürmeli, Sürdürülebilir Tarım Teknikleri ile Organik Ürün Üretimi panelinde, Toprağı işlemeden, uygun gübreleme ile su, tohum ve güneşle zenginleştirmek gerekir dedi.
Aşkın SÜRMELİ
Yüksek Ziraat Mühendisi Aşkın Sürmeli, yanlış uygulamalar nedeniyle tahrip olan toprağın verimsizleştiğini vurguladı; "Yanlış gübre kullanımı, toprağın sık işlenmesi ve bilinçsiz kentleşme toprağın değer kaybetmesine neden oluyor. Sık işlenen toprakta mikroorganizmalar üreyemiyor, toprak çoraklaşıyor" dedi.
Sürmeli, "Toprak işlenmeden, su, tohum ve güneşle zenginleşir" diye konuştu.
Sürdürülebilir tarım için yeni anlayışlar
Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şubesi, "tarımsal öğretimin başlamasının 157. yıldönümü" nedeniyle "Sürdürülebilir Tarım Teknikleri ile Organik Ürün Üretimi" paneli düzenledi.
Ziraat Yüksek Mühendisi Aşkın Sürmeli ve Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Muzaffer Bumin konuşmacı olarak katıldı.
Mersin Vali Yardımcısı Reşat Özdemir, Tarım İl Müdürü Zafer Nergiz, çiftçiler, ziraat mühendisleri, tarım sektörü temsilcilerinin izlediği panelin açılış konuşmasını, Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı İbrahim Yalın yaptı.
Yalın: Radikal önlemler şart
Yalın, "ekonomik sıkıntılar, yanlış politikalar ve uygulamalar nedeniyle güç duruma düşen tarım sektörünün ancak radikal önlemlerle kalkınabileceğini" söyledi.
Sektörün sorunlarını "tarımda kulaktan dolma bilgiler ve geleneksel üretim tarzı, tarımsal desteklerin Uluslar arası Para Fonu (IMF) direktifleriyle kaldırılması, ihtiyaçtan fazla ziraat fakültesi açılması" ile özetleyen Yalın, "Türk tarımı modern tarım politikaları, reel destek, çiftçinin bilinçlendirilmesi, yeni tarım tekniklerinin yaygınlaştırılması ve tüm bu çalışmaların ziraat mühendislerinin katkısıyla yapılması durumunda eski günlerine dönebilir" dedi.
Sürmeli: "Yanlış tarımsal üretim tahrip eder"
Yanlış tarım uygulamaları nedeniyle tarımsal üretimin doğayı tahrip ettiğini vurgulayan Sürmeli, "toprağı işlemeden üretim yapmak gerektiğini" söyledi.
"Dünyadaki karaların yalnızca yüzde 11.5'i tarıma uygun. Onun da her yıl yüzde 1.5'ini kentleşme nedeniyle kaybediyoruz" diyen Sürmeli, "toprağı işleyerek üretim yapmanın toprağın tarımsal özelliğini kaybetmesine neden olduğunu" vurguladı.
Sürmeli, şöyle konuştu:
* Kötü tarım uygulamaları hem toprağı tahrip ediyor hem de çevreyi. Küresel ısınma da kötü tarım uygulamalarından kaynaklanıyor.
* Ankara'da Ocak ayında 5 dereceyi geçmeyen sıcaklıklar, geçtiğimiz hafta 14-17 dereceye ulaştı. Marmara'dan başlayarak Balkanlar'daki iğne yapraklı ormanlar kuruyor. Dünya Ormancılık Teşkilatı kurumanın nedenini araştırıyor. Akdeniz'de bugüne kadar görülmeyen böcek ve zararlılar hastalıklara neden oluyor.
Yanlış gübre uygulamaları
* Sürdürülebilir tarımın üç faktörü toprak, tohum ve güneştir.
* Türkiye'de ilk gübre 1939'da kullanıldı, o günden sonra da yanlış gübre kullanımı nedeniyle verim kaybı yaşanmaya başladı.
* Üretici, ürünün parlak görünmesi için bol bol azotlu gübre veriyor. Bu çok yanlış. Yeni çıkan ürüne azotlu gübre verildiğinde, bitki bunun ancak yüzde 30'unu alıyor, geri kalanı topraktan yer altı sularına geçiyor, yer altı suları kirleniyor.
İşlenen toprak, özelliklerini yitirir
* Toprağın işlenmesi yanlış bir inanıştır. 1. Dünya Savaşı sonrasında işsiz kalan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) silah fabrikaları, hükümet desteğiyle tarım makineleri üretmeye başladı, bu makineleri pazarlayacak alana ihtiyaç duydu. Ondan sonra da "toprağın işlenmesi gereklidir" görüşünü ortaya attı. Bu Amerika'da bir doğa faciasına neden oldu. ABD'de toz bulutları yaşandı, alt üst edilip un gibi inceltilen toprak tahrip oldu.
* Bir santimetre toprakta 2 milyar mikroorganizma yaşar. Toprağın en üst katında en genç organizmalar bulunur. Oksijene ihtiyaçları vardır ama, güneşten etkilenmezler. Orta tabakada kısmen genç organizmalar vardır. En altta ise nem isteyen yaşlı organizmalar. Toprağı devirdiğinizde bu düzeni alt üst ediyorsunuz. Düzenin yeniden oluşması için 3 ay gerekli. Toprağı devirme işlemini sık sık yapınca düzen tamamen bozuluyor, mikroorganizmalar üreyemiyor ve toprak çoraklaşıyor. (NK)
SÜRDÜRÜLEBİLİR VE EKOLOJİK TARIM DERNEĞİ (STD)